Keşke bunu kati olarak söyleyebilsem.
- I wish I could say for sure.
O, Cumaya kadar kesin olarak bize kararını bildireceğini söyledi.
- He said he would give us his decision for sure by Friday.
Tom Mary'nin kaç kez Boston'da bulunduğunu kesin olarak söyleyemez.
- Tom can't say for sure how many times Mary has been to Boston.
Tom nereye gitmesi gerektiğini kesin olarak bilmiyordu.
- Tom didn't know for certain where he should go.
Kimse kazanın nasıl olduğunu kesin olarak bilmiyordu.
- No one knew for certain how the accident happened.