galeri

listen to the pronunciation of galeri
Turkish - English
gallery

The spectators in the gallery were making a lot of noise. - Galerideki izleyiciler çok gürültü yapıyorlardı.

Better drop by his gallery if you have time. - Zamanın varsa, geçerken galeriye uğrasan iyi olur.

showroom or display lot (for automobiles, machinery)
arch. gallery
(maden) tunnel
gallery (in a mine)
theat. gallery, balcony
salon
adit
culvert
(İnşaat) portico
(Madencilik) drift
saloon
traverse
galeri ağzı
adit entrance
galeri müdürü
curator
galeri orman
galleria forest
galeri yapmak
make gallery
ana galeri
main gallery
ana galeri
headway
pilot galeri
(Madencilik) pilot heading
yatay galeri
gate road
şişleme galeri
transverse gallery
Turkish - Turkish
Otomobil alınıp satılan yer
Bir yapının birçok bölümlerini aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit: "Loşluğunu ışıklar bile gidermeyen koyu mavi bir uzun galeriye girdik."- R. E. Ünaydın
Maden ocaklarında açılan yer altı yolu
Yer altında açılmış uzun, dar yol
Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon: "Hilmi Beyin evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi."- S. Ayverdi
Bir yapının birçok bölümlerini aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon
Otomobil alıp satılan yer
paredi
GALERİ
(Osmanlı Dönemi) Fr. San'at eserinin sergilendiği salon veya koridor
GALERİ
(Osmanlı Dönemi) Tiyatroda seyircilere ait balkon
GALERİ
(Osmanlı Dönemi) Üstü örtülü uzun yer
GALERİ
(Osmanlı Dönemi) Yer altında açılmış uzun, dar yol
galeri
Favorites