gaga

English - Turkish

Definition of gaga in English Turkish dictionary: budala; kaçık; ahmak; deli; bunak; argo budala; {s} moruk; {s} aptal; deli go gaga over deli olmak
go gaga over: bir şey için deli olmak
go gaga: delisi olmak
goes gaga: gaga gidiyor
go gaga over: (bir şey için) deli olmak
go gaga over: delice istemek
go gaga over: delisi olmak

Turkish - Turkish

Definition of gaga in Turkish Turkish dictionary: Ağız; Ordu'nun Fatsa ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir göl; Genel olarak kuşlarda ağzın bir uzantısı durumunda olan, biçim ve büyüklüğü değişik, boynuz yapısında, katı ve çıkıntılı organ; Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı; Genel olarak kuşlarda ağzın bir uzantısı durumunda olan, biçim ve büyüklüğü değişik, boynuz yapısında, katı ve çıkıntılı organ: "... ak güvercin sekinin üstündeki leğene başını sokup gagasını suya değdirir değdirmez insan suretine giriveriyor."- N. Araz; (Osmanlı Dönemi) dimdik
gaga burun: Burnu uzun ve aşağıya doğru kıvrık olan (kimse)

English - English

Definition of gaga in English English dictionary: Crazy
You might go gaga if you stare at this screen too long.; Infatuated
The girls were going gaga over the handsome new boy who joined the class.; Senile
The elderly patients in the hospital were going gaga.; If you say that someone is gaga, you mean that they cannot think clearly any more, especially because they are old. If you don't keep your brain working you go gaga. = dotty; mentally or physically infirm with age; "his mother was doddering and frail"; {s} crazy about, wild about; marked by foolish or unreasoning fondness; "she was crazy about him"; "gaga over the rock group's new album"; "he was infatuated with her"; If someone goes gaga over a person or thing, they like them very much. My daughter is just gaga over men with hairy chests. = crazy; {i} simpleton, fool, senile person; crazy person
go gaga: go crazy, be very enthusiastic