Turkish - English
Definition of gafil in Turkish English dictionary
- {s} remiss
- absentminded
- Inattentive, unwary, unguarded
- careless; negligent
- unprovided
- inattentive, unwary
- unwary
- incautious
- unguarded
- unaware of, oblivious of/to, blind to
- careless
- unwary, not alert, off one's guard
- off one's guard
- gafil avlamak
- catch
- gâfil olmak, gaflette bulunmak
- to be inattentive, careless to have
- gafil avlamak
- take by surprise
- gafil avlamak
- take smb. unawares
- gafil avlamak
- come upon
- gafil avlamak
- come on
- gafil avlamak
- to catch (someone) unawares, take (someone) unawares, catch (someone) napping (and then take advantage of him)
- gafil avlamak
- nick
- gafil avlamak
- to catch unawares, to catch sb napping
- gafil avlamak
- catch smb. napping
- gafil avlamak
- catch smb. unawares
- gafil avlanmak
- to be caught unawares, be taken unawares, be caught napping
- gafil avlanmak
- to be caught unawares, to be caught off one's guard
- gafil avlayarak
- unawares
- gafil davranmak
- 1. to be unwary, be off one's guard. 2. to be careless; to be negligent. 3. to act absentmindedly
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of gafil in Turkish Turkish dictionary
- Aymaz
- Aymaz: "Ben gafil bir kız değilim."- A. Gündüz
- Çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, bilgisiz, dalgın (kimse), aymaz
- (Osmanlı Dönemi) dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan
- (Osmanlı Dönemi) SAMİD
- GAFİL
- (Osmanlı Dönemi) Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah'ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan. (Günde bir taşı binâ-yı ömrümün düştü yere,Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber. (Niyazi-i Mısrî)