gaf

listen to the pronunciation of gaf
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Ağaç cinslerinden bir nevi
Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot: "Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir."- H. Taner
Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık pot
pot
gaf yapmak
Bilmeden yersiz bir davranışta bulunmak veya başkasını incitecek söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek
Dutch - Turkish
verdiler
vermiş
verdi

O onlara birkaç elma verdi. - Zij gaf hen een paar appels.

Kalp vakfına sadaka verdi. - Zij gaf maar een aalmoes aan de Hartstichting.

English - English
Gesellschaft Fur Anwendung Von Fernerkundung
INTE GAF reference
Global Assessment of Functioning   A mental health rating (part of the DSM) that establishes a rating for a person's psychological, social, and occupational performance with 1 being the most severe impairment and 100 being superior performance
Global Assessment of Functioning (GAF) Scale, DSM IV - The reporting of overall function on Axis V is performed using the Global Assessment of Functioning (GAF) Scale The GAF scale may be particularly useful in tracking the clinical progress of individuals in global terms, using a single measure The GAF scale is to be rated with respect only to psychological and occupational functioning
Turkish - English
goof

You need to stop goofing around. - Etrafta gaf yapmayı bırakmalısın.

faux pas
bloomer
{i} boner
blunder

What was she doing when she made that blunder? - O, o gafı yaptığında ne yapıyordu?

gaffe

He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant. - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.

slip of the tongue
howler
flub
clanger
gaff

He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant. - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.

slip
break
bull
slip up
atrocity
contretemps
faux pas, blunder, gaffe, goof, boob, booboo, bloomer, clanger
booboo
bobsled
ineptitude
bobsleigh
boob
bobble
gaf yapan
blundering
gaf yapmak
blunder
gaf yapmak
make a blunder
gaf yapmak
flub
gaf yapmak
disgrace oneself
gaf yapmak
to blunder, to boob, to pull a bloomer
gaf yapmak
goof
gaf yapmak
to commit a gaffe
gaf
History
Favorites