Kyoto is the most beautiful in the autumn.
- Kyoto Sonbaharda en güzeldir.
These green leaves turn red or yellow in autumn.
- Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.
Her warm personality adds charm to her beauty.
- Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
Suddenly, it started to look almost nice and warm.
- Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.
The forest is very beautiful in the fall.
- Orman sonbaharda çok güzeldir.
Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
- Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
She was the fairest in the whole land.
- O bütün ülkenin en güzeliydi.
Life isn't fair, but it's still good.
- Yaşam adil değil ama hala güzel.
I would rather read a nice novel than study vocabulary.
- Kelime çalışmaktansa güzel bir roman okumayı tercih ederim.
Mary showed up at school wearing a nice dress.
- Mary güzel bir elbise giyerek okulda ortaya çıktı.
She is studying fine art at school.
- Okulda güzel sanatlar okuyor.