Tom has a southern accent.
- Tom güneyli aksanına sahip.
The Prussians should be on their guard against the southern Germans.
- Prusyalılar güneyli Almanlara karşı tetikte olmalıdır.
He spoke with a softness characteristic of southerners.
- Güneylilerin yumuşak karakteriyle konuştu.
In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
Tomorrow it will rain in the south of England.
- Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
Australia is smaller than South America.
- Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.