gündeliklik

listen to the pronunciation of gündeliklik
Turkish - English
(Sosyoloji, Toplumbilim) everydayness
The product or result of happening every day, or frequently
The quality or state of happening every day, or frequently
1. (uncountable) The quality or state of happening every day, or frequently.2. (countable) The product or result of happening every day, or frequently
ordinariness as a consequence of being frequent and commonplace
gündelik
daily
gündelik
casual

Tom was dressed in casual clothing. - Tom gündelik giysiler giyinmişti.

It was a casual meeting. - O bir gündelik toplantıydı.

gündelik
ready
gündelik
per diem
gündelik
everyday

In order to make life happy, you must love the everyday trifles. - Hayatı mutlu etmek için gündelik ıvır zıvırı sevmelisin.

Confrontations are part of Fadil's everyday life. - Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır.

gündelik
leisure
gündelik
wages
gündelik
ephemeral
gündelik
informal
gündelik
daily wages
gündelik
daily wage
gündelik
daily pay
gündelik
day's wage
gündelik
quotidian
gündelik
daily, everyday, day-to-day
gündelik
daily, everyday; daily wages
gündelik
day to day money
gündelik
daily fee
gündelik
daily wage, daily fee
gündelik
workaday
gündelik
casually

These days everyone watches television casually. - Bugünlerde herkes gündelik olarak televizyon izler.

Tom was dressed casually. - Tom gündelik giyinmişti.

Turkish - Turkish

Definition of gündeliklik in Turkish Turkish dictionary

gündelik
Her günkü, yevmî
gündelik
Her günkü, yevmi: "Her evde olduğu gibi, gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi."- A. İlhan
gündelik
Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye: "Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek."- F. R. Atay
gündelik
Her gün yayımlanan, her gün çıkan
gündelik
Her gün yayımlanan, her gün çıkan: "Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu."- H. Taner
gündelik
Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye
gündeliklik
Favorites