güncelleşmek

listen to the pronunciation of güncelleşmek
Turkish - English
to become current
güncel
up to date

I assume all our equipment is still up to date. - Sanırım bütün ekipmanımız hâlâ güncel.

Tom needs to be brought up to date. - Tom'un güncelleştirilmeye ihtiyacı var.

güncel
{s} actual
güncel
up-to-date

The laboratory has the most up-to-date equipment. - Laboratuvar en güncel ekipmana sahip.

I have an up-to-date dictionary. - Güncel bir sözlüğüm var.

güncel
topical
güncel
{s} live
güncel
the last word
güncel
(Havacılık) update

I prefer the updated version of his cookbook. - Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.

Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time. - Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.

güncel
the last word in
güncel
uptodate
güncel
to-day
güncel
daily
güncel
up date
güncel
today's
güncel
current

There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts. - Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır.

Tom found the report on a current website. - Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.

güncel
up-to -date
güncel
newsworthy

This hardly seems newsworthy. - Bu neredeyse hiç güncel görünmüyor.

güncel
living
güncel
timely
güncel
current, actual, today's, daily
güncel
recent
güncelleşme
becoming current
Turkish - Turkish
Güncel duruma gelmek
Güncel
aktüel
güncel
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel: "Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir."- N. Cumalı
güncel
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
güncelleşme
Güncelleşmek işi
güncelleşmek
Favorites