I like white roses better than red ones.
- Ben beyaz gülleri kırmızı olanlardan daha çok severim.
This park is famous for its roses.
- Bu park gülleriyle ünlü.
I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
A teacher should never laugh at his students' mistakes.
- Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.
We must not laugh at the poor.
- Fakirlere gülmemeliyiz.
I could not help laughing when I saw him.
- Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
His jokes made us laugh.
- Esprileriyle bizi güldürdü.
Man is the only animal that can laugh.
- İnsan gülebilen tek hayvandır.