Tom and Maria practiced their evil laughs together.
- Tom ve Maria kötü gülüşlerini birlikte uyguladılar.
She has a very beautiful laugh.
- Onun çok güzel bir gülüşü var.
Your smile always makes me happy.
- Gülüşün beni hep mutlu ediyor.
The child captivates everyone with his sunny smile.
- Çocuk neşeli gülüşüyle herkesi cezbediyor.
The rose is a flower and the dove is a bird.
- Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
It is rude to laugh at others.
- Diğerlerine gülmek kabalıktır.
Don't laugh at him for making a mistake.
- Hata yaptığı için ona gülme.
I can't stop laughing.
- Gülmemek elimde değil.
I could hardly resist laughing.
- Gülmeye karşı koyamadım.
His jokes made us laugh.
- Esprileriyle bizi güldürdü.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.