The old man escaped, but with difficulty.
- Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
He had no difficulty in solving the problem.
- Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
We know it's a hassle.
- Bunun bir güçlük olduğunu biliyoruz.
Anyone who creates hassle should leave.
- Güçlük yaratan biri terk etmeli.
Face adversity with courage.
- Güçlüklerle cesaretle yüzleş.
I always have trouble pronouncing that word.
- O kelimeyi telaffuz etmede her zaman güçlük yaşıyorum.
I had no trouble finding his office.
- Onun ofisini bulmakta güçlük çekmedim.