Science is based on careful observation.
- Bilim, dikkatli gözleme dayanmaktadır.
He has an acute sense of observation.
- O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.
Am I under investigation now?
- Şimdi gözlem altında mıyım?
Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
- Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
I'm observing wild birds.
- Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
He observed many types of creatures there.
- Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
The woman observes and the man thinks.
- Kadın gözlemler ve erkek düşünür.
Brahe made many observations of the stars.
- Brahe yıldızlarla ilgili birçok gözlemler yaptı.
Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations.
- Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır.
In 1854, Le Verrier became director of the Observatory of Paris. At the time, this observatory was in decay. Le Verrier reestablished the observatory as a place where good science was taking place.
- 1854'te Le Verrier Paris gözlem evi müdürü oldu. O dönemlerde bu gözlem evi parçalanma içindeydi. Le Verrier gözlem evini iyi bilimin yer aldığı bir yer olarak yeniden kurdu.