I didn't want to pry.
- Gözetlemek istemedim.
I don't mean to pry, but are you having problems at home?
- Ben gözetlemek istemiyorum ama evde sorunlar yaşıyor musunuz?
The man peeped through a hole in the wall.
- Adam duvardaki bir delikten gözetledi.
Tom looked through the peephole in the door.
- Tom kapıdaki gözetleme deliğinden baktı.
I'm sorry, I don't mean to pry.
- Üzgünüm, ben gözetlemek istemiyorum.
I didn't want to pry.
- Gözetlemek istemedim.
She's here to spy on us.
- O bizi gözetlemek için burada.
The government wants to spy on you.
- Hükümet seni gözetlemek istiyor.
The government wants to spy on us.
- Hükümet bizi gözetlemek istiyor.
She's here to spy on us.
- O bizi gözetlemek için burada.