Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
- Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
Did you have time to look over the report?
- Raporu gözden geçirmek için vaktiniz var mıydı?
I never want to go through that again.
- Ben asla onu tekrar gözden geçirmek istemiyorum.
I have to go through the task by tomorrow.
- Yarına kadar görevi gözden geçirmek zorundayım.
I have to revise for a biology test.
- Biyoloji testi için gözden geçirmek zorundayım.
I want to go over a few things with you.
- Seninle birlikte birkaç şeyi gözden geçirmek istiyorum.
I want to go over these numbers with you.
- Bu sayıları seninle gözden geçirmek istiyorum.
We had to dip into our savings in order to pay the unexpected medical expenses.
- Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.
I'm starting my revisions from next week.
- Önümüzdeki haftadan itibaren gözden geçirmelerime başlıyorum.
In the light of what you told us, I think we should revise our plan.
- Bize söylediğinin ışığında planımızı gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
He should revise his lessons!
- Onun senin derslerini gözden geçirmesi gerekir!
It's worth checking out.
- Gözden geçirmeye değer.
I've finished revising.
- Ben gözden geçirmeyi bitirdim.
She's supposed to be revising, Tom.
- Onun gözden geçirmesi gerekiyor, Tom.
We need to review the case.
- Davayı gözden geçirmemiz gerekir.
You must appropriately review the outcome of your bargain.
- Pazarlığının sonucunu uygun bir şekilde gözden geçirmelisin.