gövdeli

listen to the pronunciation of gövdeli
Turkish - English
muscular
hefty, bulky, beefy
big, powerfully built, husky, strapping
strong; heavy
fat
beefy
(Gıda) full bodied
bulky
hefty
trunked
gövde
trunk

The two squirrels chased each other around the trunk of a large tree. - İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.

The trunk is the main part of a tree. - Gövde bir ağacın ana parçasıdır.

gövde
body

His impressive body of work made him a leader in scientific research. - Onun etkileyici iş gövdesi onu bilimsel araştırmada bir lider yaptı.

Mary has a lean body. - Mary ince bir gövdeye sahip.

gövde
carcass
gövde
shaft
gövde
(İnşaat) bisque
gövde
drum
gövde
frustum
gövde
(Avcılık) flat
gövde
(Tarım) stock
gövde
cover
gövde
bulk
gövde
frame
gövde
{i} stalk
gövde
stem
"Galaxy" adıyla tanınan uzun mesafeli, geniş gövdeli askeri nakliye uçağı
(Askeri) Galaxy
gövde
casing
Gövde
(Tıp) torso

Sami sent Layla photos of his torso. - Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.

blok gövdeli
solid-stem
gövde
carcase
gövde
(ağaç vb.) stock
gövde
dressed carcass (of an animal)
gövde
body, trunk (of animals, trees)
gövde
hull

They scraped barnacles off the hull of the ship. - Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.

gövde
housing
gövde
ground form
gövde
gram. theme, stem
gövde
(uçak) former
gövde
body; (ağaç) trunk, stem; fuselage; hull
gövde
(direk vb.) shank
gövde
body, trunk, torso, bulk (of a person)
gövde
fuselage (of an airplane)
gövde
body, the main part of anything
gövde
somato
gövde
soma
gövde
shank
kartal başlı aslan gövdeli ejderha
griffin
kartal başlı aslan gövdeli ejderha
gryphon
kuş başlı at gövdeli yaratık
hippogriff
kuş başlı at gövdeli yaratık
hippogryph
narin gövdeli
thin-webbed
uzun gövdeli ve kısa bacaklı bir av köpeği
basset
yekpare gövdeli
monoblock
yekpare gövdeli
monobloc
gövdeli
Favorites