Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

göstergeler

listen to the pronunciation of göstergeler
Turkish - English
instruments
displays
gösterge
indicator

The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness. - Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.

Phenolphthalein is an indicator used in acid-base titrations. - Fenolftalein asit baz titrasyonlarında kullanılan bir göstergedir.

gösterge
gauge

The fuel gauge is broken. - Yakıt göstergesi bozuldu.

Tom looked down at the fuel gauge. - Tom benzin göstergesine baktı.

gösterge
{i} index
gösterge
{i} cursor
gösterge
(Biyokimya) scaler
gösterge
manifestation
gösterge
meter
gösterge
(Tıp) biological indicator
gösterge
(Dilbilim) signe
gösterge
(Dilbilim) signs
gösterge
gage
gösterge
needle
gösterge
(Tıp) marker
gösterge
token

He offered me some money in token of gratitude. - Minnettarlık göstergesi olarak bana biraz para verdi.

We'd like to give this to you as a token of our appreciation. - Bunu size minnettarlığımızın göstergesi olarak vermek isteriz.

gösterge
telltale
gösterge
chart
gösterge
indication

His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future. - Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.

gösterge
demonstration
gösterge
indicative
gösterge
indicatory
gösterge
turn signal
gösterge
table
gösterge
pointer
gösterge
{i} display
gösterge
semeion
gecikmeli göstergeler
(Ticaret) lagging indicators
gösterge
indicator (on a dial instrument)
gösterge
indicator , legend , pointer
gösterge
chart, table, index
gösterge
indication, sign
gösterge
indicator, pointer, needle; chart, table, index; sign belirtke
gösterge
sign

He gave a tip as a sign of gratitude. - Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.

His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem. - Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.

gösterge
gram. sign
kısa vadeli göstergeler
(Hukuk) short term indicators
vaka-öncesi göstergeler
(Askeri) pre-incident indicators
Turkish - Turkish

Definition of göstergeler in Turkish Turkish dictionary

gösterge
Anlamla biçimin, gösterenle gösterilenin kaynaşmasından oluşan dil birimi, belirtke
Gösterge
barometre
Gösterge
müşir
Gösterge
belirtken
Gösterge
indikatör
gösterge
Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste
gösterge
Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret
gösterge
Bir durum ile ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste
gösterge
Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, indikatör
gösterge
Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, indikatör: "Göstergesi gece gündüz İstanbul üzerinde duran hayli eski ama sağlam radyoyu açtı."- A. İlhan
göstergeler
Favorites