göstergeler

listen to the pronunciation of göstergeler
Turkish - English
instruments
displays
gösterge
indicator

Phenolphthalein is an indicator used in acid-base titrations. - Fenolftalein asit baz titrasyonlarında kullanılan bir göstergedir.

The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness. - Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.

gösterge
gauge

Tom looked at the fuel gauge. - Tom yakıt göstergesine baktı.

The fuel gauge is broken. - Yakıt göstergesi bozuldu.

gösterge
{i} index
gösterge
{i} cursor
gösterge
(Biyokimya) scaler
gösterge
manifestation
gösterge
meter
gösterge
(Tıp) biological indicator
gösterge
(Dilbilim) signe
gösterge
(Dilbilim) signs
gösterge
gage
gösterge
needle
gösterge
(Tıp) marker
gösterge
token

He offered me some money in token of gratitude. - Minnettarlık göstergesi olarak bana biraz para verdi.

He gave me this doll in token of his gratitude. - Minnettarlık göstergesi olarak bana bu bebeği verdi.

gösterge
telltale
gösterge
chart
gösterge
indication

His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future. - Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.

gösterge
demonstration
gösterge
indicative
gösterge
indicatory
gösterge
turn signal
gösterge
table
gösterge
pointer
gösterge
{i} display
gösterge
semeion
gecikmeli göstergeler
(Ticaret) lagging indicators
gösterge
indicator (on a dial instrument)
gösterge
indicator , legend , pointer
gösterge
chart, table, index
gösterge
indication, sign
gösterge
indicator, pointer, needle; chart, table, index; sign belirtke
gösterge
sign

He gave a tip as a sign of gratitude. - Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.

Vermilion is one the signifiers of Chinese culture. - Parlak kırmızı, Çin kültürünün göstergelerinden biridir.

gösterge
gram. sign
kısa vadeli göstergeler
(Hukuk) short term indicators
vaka-öncesi göstergeler
(Askeri) pre-incident indicators
Turkish - Turkish

Definition of göstergeler in Turkish Turkish dictionary

gösterge
Anlamla biçimin, gösterenle gösterilenin kaynaşmasından oluşan dil birimi, belirtke
Gösterge
barometre
Gösterge
müşir
Gösterge
belirtken
Gösterge
indikatör
gösterge
Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste
gösterge
Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret
gösterge
Bir durum ile ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste
gösterge
Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, indikatör
gösterge
Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, indikatör: "Göstergesi gece gündüz İstanbul üzerinde duran hayli eski ama sağlam radyoyu açtı."- A. İlhan
göstergeler
Favorites