görmüş

listen to the pronunciation of görmüş
Turkish - English
seen

Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other. - Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.

Tom must have seen Mary when he visited Boston. - Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.

seen of
görmüş geçirmiş
experienced
görmüş geçirmiş
ripe
görmüş geçirmiş
experienced, worldly-wise
görmüş geçirmiş
seasoned
görmüş geçirmiş kimse
a man/woman of the world
görmüş geçirmiş olmak
to have been around
gör
saw

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

I saw John at the library. - Kütüphanede John'u gördüm.

umur görmüş
experienced
görmüş geçirmiş
(Konuşma Dili) advanced in years
görmüş geçirmiş
(Konuşma Dili) have been around
zarar görmüş
damaged

I tried to repair his damaged prestige. - Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.

The roof was damaged by the storm. - Çatı fırtınadan zarar görmüştü.

zarar görmüş
wrecked
zarar görmüş
disadvantaged
gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

I remember seeing you all somewhere. - Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.

gör
see

It seems to me that you are wrong. - Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

gör
{f} seen

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

I had never seen a panda until I went to China. - Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

gör
{f} view

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

I was much frightened at the sight. - Ben görünce çok korktum.

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

görmüş geçirmiş
sophisticated
işlem görmüş
treated
işlem görmüş ürün
(Ticaret) compensating product
acı görmüş
who has suffered
besmele görmüş şeytana dönmek
colloq . to be frightened to death
eyyam görmüş/sürmüş
(one) who has seen better days
eziyet görmüş
persecuted
gün görmüş
1. (someone) who has seen better days. 2. experienced
gün görmüş
worldly-wise
imar görmüş arsa
(İnşaat) developed site
iyi gün görmüş
(someone) who knows what prosperity is, who has enjoyed prosperous times
mektep medrese görmüş
educated
savaş görmüş
warworn
savaş görmüş
seasoned
savaş görmüş asker
seasoned soldier
suçlu muamelesi görmüş
criminalized
tahsil görmüş sınıf
clerisy
zarar görmüş
injured
öğrenim görmüş
educated
Turkish - Turkish
Görme işini yapmış olan
Görmüş geçirmiş
barandide
sonradan görmüş
Sonradan zenginleşmiş kimse
görmüş
Favorites