görkem

listen to the pronunciation of görkem
Turkish - English
glory

Simplicity is the glory of expression. - Basitlik ifadenin görkemidir.

The glory of New York is its museums. - New York'un görkemi müzelerdir.

splendor
array
gorgeousness
state

A government official's stately mansion was looted. - Bir hükümet görevlisinin görkemli malikanesi yağmalanmış.

He was a stately man. - O görkemli bir adamdı.

radiance
splendor, magnificence, pomp
majesty
pomp

Tom is pompous, isn't he? - Tom görkemli, değil mi?

sumptuousness
splendidness
stateliness
magnificence
bravery
glory, magnificence, pomp, majesty, splendour, splendor debdebe, ihtişam, tantana, haşmet
brilliance
effulgence
pomposity
grandeur
resplendence
brilliancy
splendour [Brit.]
brightness
solemnity
free play
flamboyancy
splendour
magnificent

The country is unique, magnificent and gigantic! - Ülke eşsiz, görkemli ve devasa!

[die] görkem, heybet, azamet, parlaklık
[Die] glory, majesty, grandeur, brightness
Turkish - Turkish
Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, gösteriş, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat
Göz alıcı ve gösterişli olma, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat
Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet
şaşaa
ihtişam
haşmet
gösteriş
görkem
Favorites