The company was established in 1950 by the incumbent chairman.
- Şirket halen görevdeki başkan tarafından 1950 yılında kuruldu.
My job is dull and boring.
- Benim görevim donuk ve sıkıcı.
Taking care of the baby is my job.
- Bebeğin bakımı benim görevim.
I must go through the task by tomorrow.
- Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
Each person has a duty to do.
- Her insanın yapacak bir görevi vardır.
The assignment was too much for me.
- Görev benim için çok fazlaydı.
Can I give you the assignment?
- Sana görev verebilir miyim?
Tom worked as a gas station attendant.
- Tom bir benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.
I work as a museum attendant.
- Bir müze görevlisi olarak çalışıyorum.
He was given an important mission.
- Ona önemli bir görev verildi.
Tom couldn't understand what the purpose of the mission was.
- Tom görevin amacının ne olduğunu anlayamadı.
We can't function like this.
- Böyle görev yapamayız.
I was given the task of cleaning the office.
- Bana ofisi temizleme görevi verildi.
He resigned from his office.
- O görevinden istifa etti.
Linda was employed as a flight attendant.
- Linda uçuş görevlisi olarak işe alındı.
While employed at the bank, he taught economics at college.
- Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
No one doubts her fitness for the post.
- Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
He was advanced to a managerial post.
- O, idari bir göreve yükseltildi.
The Board of Trustees voted to divest the organization's overseas holdings.
- Mütevelli Yönetim kurulu yurt dışı holdingleri görevden almak için oy kullandı.
Only half of all military planes can fight. The rest are used for other tasks.
- Askerî uçakların sadece yarısı savaşa katılabilir. Kalanlar ise başka görevler için kullanılır.
Tom has a great talent for the assignment of tasks.
- Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
Tom has already done his part.
- Tom zaten görevini yaptı.
I try to do my part to help the community.
- Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
I had my military service in Ankara.
- Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
Sami finished his two years of military service.
- Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
- Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
He has received a commission as a naval officer.
- O bir deniz subayı olarak bir görev aldı.
I am sure you will take an active role in your new position.
- Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
My elder brother got a position in a big business.
- Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
You must put up with your new post for the present. I'll find you a better place one of these days.
- Şu an için yeni görevinize katlanmalısın. Sana bugünlerden birinde daha iyi bir yer bulacağım.
My elder brother got a position in a big business.
- Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
The boss put me in charge.
- Patron beni görevlendirdi.
Tom is still officially in charge.
- Tom hâlâ resmî olarak görevde.