görece

listen to the pronunciation of görece
Turkish - English
relative bağıl, izafi
phil. relative
relatively

This place seems to have relatively low levels of pollution. - Bu yer görece düşük kirlilik düzeyine sahip gibi görünüyor.

I consider myself relatively lucky. - Kendimi görece şanslı kabul ediyorum.

comparatively
Turkish - Turkish
Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl
Göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl, izaf
bağıl
görece
Favorites