göre

listen to the pronunciation of göre
Turkish - English
according to

According to the CRC, all people under 18 are considered to be children. - ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.

Cut your coat according to your cloth. - Ayağını yorganına göre uzat.

according

According to the weather forecast, it will snow tomorrow. - Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.

Cut your coat according to your cloth. - Ayağını yorganına göre uzat.

by
in compliance with
(Dilbilim) in comparison with
by the fact
in view of
on
under

Tom couldn't understand what the purpose of the mission was. - Tom görevin amacının ne olduğunu anlayamadı.

Few scientists understand the theory of relativity. - Görecelik teorisini az sayıda bilimci anlıyor.

(Latin) secundum
accord

All answers must be written according to the instructions. - Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.

According to the weather forecast, it will snow tomorrow. - Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.

in accordance with

We played the game in accordance with the new rules. - Oyunu yeni kurallarına göre oynadık.

In accordance with Japan's constitution, the emperor is a symbol of the Japanese state and the unity of the Japanese people. - Japonya anayasasına göre imparator, Japon devletinin ve Japon halkının birliğinin sembolüdür.

pursuant
accordingly

You must judge the situation and act accordingly. - Durumu tartmalı ve ona göre hareket etmelisin.

Plan your life accordingly. - Hayatınızı buna göre planlayın.

than

It is colder this year than last year. - Bu yıl geçen yıla göre daha soğuk.

There were fewer accidents this year than last. - Bu yıl geçen yıla göre daha az kaza vardı.

by the side of
since, as, seeing as how: Ahtapot piştiğine göre artık yiyebiliriz. As the octopus is cooked, now we can eat it
according as
with respect to

These sentences only differ with respect to tense. - Bu cümleler zamana göre farklı.

in pursuant of
according to, considering, as to, in respect of, in accordance with
for

No one doubts her fitness for the post. - Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

for all

Tom might be dead for all we know. - Tom bütün bilgimize göre ölü olabilir.

I have an important mission for all of you. - Hepiniz için önemli bir görevim var.

in (one's) opinion
in respect of
(which is) right for, (which) suits: Bu tasma tam bizim köpeğe göre. This collar is just right for our dog
as regards
considering

Tom did well considering his age. - Tom yaşına göre iyi yaptı.

per

From my personal point of view, his opinion is right. - Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

You must perform your duty. - Görevini yerine getirmelisin.

after

Her duty was to look after the children. - Onun görevi çocuklara bakmaktı.

I'll see you again this afternoon. - Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim.

inasmuch as
pursuant to
according to, as to, in respect of, with respect to
compared to

Compared to her, I am very impractical. - Ona göre, çok elverişsizim.

Compared to her, I'm very impractical. - Ona göre, çok beceriksizim.

{e} to
kilise kanununa göre belirlenen
canonical
göre göre
blatantly

göz göre göre öldü.

göre göre
flagrantly
göre göre
overtly
göre davranmak
go by
göre davranmak
act on
göre davranmak
act upon
göre hareket etmek
go by
göre hiçbir şey
nothing to
göre önemsiz
nothing to
görünüşe göre
apparently

Apparently, the bus is late. - Görünüşe göre, otobüs geç kaldı.

Tom was apparently in Boston last winter. - Tom görünüşe göre geçen kış Boston'daydı.

görünüşe göre
seemingly
görünüşe göre
on the face of
görünüşe göre
as it seems
gönlüme göre
after my own heart
gönlüne göre
after his own heart
gönlüne göre
after one's own heart
gönlüne göre
after one's heart
gönlüne göre
according to one's heart's desire
gönülüne göre
after one's own heart
görünüşe bakılırsa/göre
apparently, as far as can be seen, judging by appearances
görünüşe göre
to all appearances
görünüşe göre
in outward show
görünüşe göre
in appearance
göz göre göre
openly, publicly, with one's eyes open
-e göre
according
-e göre
considering
-e göre
with reference to
-e göre
in accordance with
-e göre
to
-e göre
in proportion to
-e göre
to the extent
bana göre
to me

She is senior to me by six years. - O bana göre altı yıl kıdemli.

She is senior to me by three years. - O, bana göre üç yıl kıdemli.

e göre
so far as
gramer yönünden/e göre
grammatically
nabza göre şerbet verme
tact
ortama göre davranma
tact

You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor. - Aklında ne olduğunu her zaman söylemek zorunda değilsin; bazen ortama göre davranma tarafsızlığı bastırır.

(elbise) (birine) göre olmak
suit to
-diğine göre
inasmuch as
-diğine göre
whereas
-diğine göre
since
-diğine göre
insomuch as
-diğine göre
seeing that
-diğine göre
when
-diğine göre
in that
-diğine göre
as
-e göre
vis-à-vis
-e göre
with respect to
-e göre
to the degree
-e göre
for
-e göre
in regard to
-e göre
with regard to
-e göre
as for that
-e göre
in reference to
-e göre
in comparison with
-e göre
in compliance with
-e göre
per
-e göre
as far as someone is concerned
-e göre
in as much as
-e göre
as far as
-e göre
pursuant to
-e göre
according to
-e göre
in terms of
-e göre
seeing that
-e göre
by
-e göre
in as far as
-e göre
with respect
-e göre
according as
-e göre
as regards
-e göre olmak
agree
-e göre olmak
fit
ada göre
(Bilgisayar) name
ada göre
(Bilgisayar) first name
ada göre
(Bilgisayar) by name
amaca göre
(Bilgisayar) purpose
aya göre
(Bilgisayar) by month
bana göre
in my book
bana göre
to my way of thinking
bana göre
from my point of view

From my point of view, Australia is one of the best countries in the world. - Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.

bana göre
in my opinion

In my opinion, you're beautiful. - Bana göre sen güzelsin.

In my opinion, happiness has a few fundamental requirements. - Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.

bana göre
up to me
bana göre
to my mind
bana göre
from my standpoint
bana göre
(Konuşma Dili) to the best of my belief
bana göre değil
far be it from me
bana göre hava hoş
not that i care
bana göre hava hoş
it is all the same to me
bana göre hava hoş
it's all the same to me
başlığa göre
(Bilgisayar) by title
benim bildiğime göre
for aught i know
benim düşünceme göre
up to me
benim düşünceme göre
to my mind
benim fikrime göre
in my opinion
benim saatime göre
by my watch
birbirine göre
each other
birbirine göre ayarlama
coordination
birbirine göre ayarlamak
coordinate
bize göre
according to us
boyuta göre
(Bilgisayar) by size
buna göre
hereunder
buna göre
accordingly

Plan your life accordingly. - Hayatınızı buna göre planlayın.

değerine göre
on his merits
duruma göre
(Bilgisayar) by status
duruma göre
(Politika, Siyaset) case by case
e göre
(Havacılık) per
e göre
in accordance with
e göre
(Havacılık) with respect
eldeki tüm verilere göre
(deyim) by all accounts
emre göre
by order
güne göre
(Bilgisayar) by day
hafta hesabına göre
by the week
haftaya göre
(Bilgisayar) by week
harfe göre
(Bilgisayar) by letter
iddia edildiğine göre
allegedly
isteme göre paylaştırma
(Bilgisayar) demand assignment
istenilen ölçülere göre
measure up
isteğe göre
arbitrarily
isteğe göre
arbitrary
kanuna göre
(Kanun) judicially
kanuna göre
(Latin) ipso jure
kaynağa göre
(Bilgisayar) by origin
kişiye göre
(Bilgisayar) by contact
konuma göre
(Bilgisayar) by location
konuya göre
(Bilgisayar) by subject
kurala göre
by rule
mantığa göre
logically
merkeze göre
centerline
müşteri isteğine göre değiştirmek
customize
neye göre
(Bilgisayar) relative to
ona göre
accordingly

You must judge the situation and act accordingly. - Durumu tartmalı ve ona göre hareket etmelisin.

renge göre
by color
saate göre
(Bilgisayar) by hour
satıra göre
(Bilgisayar) by row
sayfaya göre
(Bilgisayar) page
siteye göre
(Bilgisayar) by site
sözcüğe göre
(Bilgisayar) by word
söze göre
literally
sürüme göre
(Bilgisayar) by version
tanıma göre
(Bilgisayar) by description
tarihe göre
(Bilgisayar) by date
tercihe göre
preferably
tercihe göre
optional
türe göre
(Bilgisayar) by type
usule göre
in order
usulüne göre
according to hoyle
usulüne göre
to the order of
yazara göre
by author
yerine göre
it depends
yerine göre
depends
yerine göre
conditionally
yerine göre
according to
yıla göre
(Bilgisayar) by year
önem sırasına göre
in order of priorities
usule göre
(Kanun) formal
- göre
- By
-e göre sınıflandırmak
classify according to
-e göre sınıflandırmak
classify by
Ayağını yorganına göre uzat
(Atasözü) Cut your coat according to your cloth
birşeye göre
based on

nerede yaşadıklarına göre sınıflandırıldı.

kuralına göre
According to the rule
neye göre
regarding what
onlara göre
According to them
size göre
According to you

According to you, which sport is the most popular one in Japan? - Size göre Japonya'da hangi spor en popüler olandır?

talebe göre
on request
yetişkinlere göre
adult-oriented
yıllara göre
by years
zevkine göre
According to taste
-ne göre
in one's view
Allah herkesin gönlüne göre versin
May God grant the wishes of everyone
Bana göre hava hoş
It doesn't make any difference (to me), It's all the same to me
Kafana göre takıl
Please yourself
aciliyetine göre sıralama
triage
ada göre bul
(Bilgisayar) find by name
ada göre süz
(Bilgisayar) name filtering
adamına göre
(adapting one's approach) to suit the individual
ahlâk sorunlarını kafasına göre yorumlayan kimse
casuist
allah gönlüne göre versin
may the lord reward you
ana merkez kayıt defteri; deniz seviyesine göre yükseklik
(Askeri) master station log; mean sea level
anlaşmaya göre talep
claim under a contract
atanana göre
by assigned to
ayağını yorganına göre uzat
waste not
ayağını yorganına göre uzatmak
cut one's suit according to one's cloth
ayağını yorganına göre uzatmak
cut one's coat according to cloth
ayağını yorganına göre uzatmak
make both ends meet
ayağını yorganına göre uzatmamak
live beyond one's income
Turkish - Turkish
Uygun, elverişli, için: "Doğrusunu söyle de biz ona göre davranalım!"- O. C. Kaygılı
Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince: "... günün modasına göre taranmış saçlarıyla güzel bir kadın başı uzandı bahçeye."- N. Cumalı
Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, nazaran: "Bilginlerin dediğine göre on milyona yakın Türk yurt değiştirdi."- N. Araz
Uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince
Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, nazaran
bakarak
bakımından
English - Turkish

Definition of göre in English Turkish dictionary

bana göre hava hoş
i'm agreeable
göre
Favorites