görür

listen to the pronunciation of görür
Turkish - English
sees

Tom sees this in a different way. - Tom bunu farklı bir şekilde görür.

What'll you do if someone sees you? - Biri seni görürse ne yaparsın?

third-person singular of see
plural of see
{f} view, perceive with the eyes; watch, observe; comprehend, understand; ensure, take care of; undergo, experience; accompany; meet with; date, maintain an ongoing romantic relationship
görür görmez
at sight
görür görmez
at the sight of
görür görmez
at first sight
görür görmez
as soon as one sees
görür görmez
on sight
gör
saw

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door. - Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

gör
see

Love is seeing her in your dreams. - Aşk onu rüyalarında görmektir.

I'm happy to see you. - Seni gördüğüme mutluyum.

gör
{f} seen

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

I have not seen him lately. - Son zamanlarda onu görmedim

gör
{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

Karga yavrusunu şahin görür
(Atasözü) All his geese are swans
görür
serviceable
işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür
a new broom sweeps clean
kaba ama iş görür
rough and ready
kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür
(Konuşma Dili) He doesn't see the beam in his own eye, but he sees the mote in the eye of another person
German - Turkish

Definition of görür in German Turkish dictionary

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
Swedish - Turkish

Definition of görür in Swedish Turkish dictionary

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan
görür
Favorites