görüntüleyen

listen to the pronunciation of görüntüleyen
Turkish - English
(Bilgisayar) being viewed by
görüntüle
(Bilgisayar) display the
görüntüle
(Bilgisayar) view

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

These are harmful views. - Bunlar zararlı görüntülerdir.

görüntüle
(Bilgisayar) display

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

This web page can't be displayed. - Bu web sayfası görüntülenemiyor.

görüntüleyen
Favorites