görüntü

listen to the pronunciation of görüntü
Turkish - English
display

This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it. - Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.

Those books were on display in the window. - Şu kitaplar ekranda görüntülendi.

image

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise. - Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

view

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

vision

There are no real visions. - Gerçek görüntüler yoktur.

(radar) blip
spectre
scene

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

spectrum
appearance

A great man doesn't care about his appearance. - Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.

She made her first appearance as a musician. - İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.

(Tıp) presentation
frame

He reviewed the footage frame by frame. - O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.

look

She gives me a nasty look every time she sees me. - O beni her ne zaman görse bana edepsiz bir görüntü verir.

Don't judge a man by the way he looks. - Bir insanı görüntüsüyle yargılama.

outlook
semblance
phantom, specter, apparition
cin., television image, picture
image , video , picture
spectre, phantom; image; frame, picture; vision
spectacle
(Matematik) image
phys. image
displaying
sight

He was frightened by the sight. - Görüntüden korkmuştu.

I lost sight of her in the crowd. - Kalabalıkta onun görüntüsünü kaybettim.

picture

Please adjust the television picture. - Lütfen televizyon görüntüsünü ayarla.

Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile. - Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.

imagery
ımage
eidolon
görüntü ad
(Bilgisayar) display name
görüntü adı
(Bilgisayar) imagename
görüntü adı
(Bilgisayar) image name
görüntü analizi
image analysis
görüntü aygıtı
(Bilgisayar) video device
görüntü birimi
(Bilgisayar) display
görüntü birimi
(Bilgisayar) display units
görüntü biçimi
(Bilgisayar) image format
görüntü biçimi
(Bilgisayar) display format
görüntü boyutu
(Bilgisayar) imagesize
görüntü boyutu
(Bilgisayar) display size
görüntü boyutu
(Teknik,Televizyon) aspect ratio
görüntü dosyası
(Bilgisayar) video file
görüntü dosyası
(Bilgisayar) image file
görüntü düzenleme
image-editing
görüntü formatı
(Askeri) image format
görüntü için
(Bilgisayar) for images
görüntü kaybı
(Bilgisayar) video loss
görüntü kaynağı
(Bilgisayar) video source
görüntü kaynağı
(Bilgisayar) image source
görüntü lambası
kinescope
görüntü lambası
picture tube
görüntü modları
(Bilgisayar) display modes
görüntü modu
(Bilgisayar) display mode
görüntü noktası
(Bilgisayar) pixel
görüntü oranı
(Teknik,Televizyon) aspect ratio
görüntü sayfası
(Bilgisayar) display page
görüntü temeli
(Bilgisayar) image base
görüntü türü
(Bilgisayar) display type
görüntü ve ses
(Bilgisayar) video and audio
görüntü ve ses
picture-and-sound
görüntü öncesi
(Bilgisayar) before-image
görüntü öğesi
(Bilgisayar) display element
görüntü öğesi
(Bilgisayar) pixel
görüntü öğesi
(Bilgisayar) pel
görüntü yönetmeni
Director of photography
Görüntü ekranı
Video screen , display screen
görüntü admitansı
image admittance
görüntü al
(Bilgisayar) acquire image
görüntü alıcısı
(Çevre) image receptor
görüntü bağdaş
(Bilgisayar) image adapt
görüntü bellek
virtual memory, virtual storage
görüntü belleği
video memory , display memory
görüntü birimi
display (unit) , display monitor , monitor
görüntü biçimi
image pattern
görüntü boyutu
picture ratio
görüntü bozulması
image distortion
görüntü bölgesi kod (NYX) gönderme işlemi
(Askeri) display area code (NYX) routing
görüntü bölücüsü
image dissector
görüntü değiştirici
image converter
görüntü döndür
(Bilgisayar) flip image
görüntü düzeyi
focal plane
görüntü efektleri
visual effects
görüntü elemanı
(ekran) pixel
görüntü empedansı
image impedance
görüntü eni
frame width
görüntü frekansı
image frequency
görüntü girişimi
image interference
görüntü hatırlama
afterglow
görüntü ile ilgili
visional
görüntü işistasyonu
display station , display workstation
görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
(Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
görüntü kapısı
(Bilgisayar) video port
görüntü kapısı
(Bilgisayar) viewport
görüntü kartı
display card , video card
görüntü kaydı
tape recording
görüntü kesilmesi
vision break
görüntü kullanım destek sistemi
(Askeri) imagery exploitation support system
görüntü kullanım sistemi
(Askeri) imagery exploitation system
görüntü kurgusu
(Sinema) picture editing
görüntü kuvveti
image force
görüntü kümesi
(Matematik) image set
görüntü kıymetlendirme raporu; kızılötesi görüntüleme; istihbarat bilgi raporu
(Askeri) imagery interpretation report; imaging infrared; intelligence information report
görüntü lambası
display tube, kinescope
görüntü merceği
(İnşaat) objective lens
görüntü nakli
picture transmission
görüntü negatifi
picture negative
görüntü odak
(Fotoğrafçılık) image focus
görüntü oranı
aspect ratio, picture ratio
görüntü ortikonu
image orthicon
görüntü oynat
(Bilgisayar) play videos
görüntü oyunu ile ilgili
phantasmagoric
görüntü paketi
(Askeri) imagery pack
görüntü saklama ve yayımlama sistemi
(Askeri) stored imagery repository and dissemination system
görüntü sayısı
number of frames
görüntü sesi
(Bilgisayar) video vol
görüntü seç
(Bilgisayar) select image
görüntü sinyali
picture signal
görüntü sortisi
(Askeri) imagery sortie
görüntü sürücüsü
display adaptor , display driver
görüntü sürümü
(Bilgisayar) image version
görüntü süzgeci
(Bilgisayar) display filter
görüntü tarayıcı
image dissector
görüntü tutulması
afterglow
görüntü tüpü
image tube
görüntü url
(Bilgisayar) image url
görüntü yazı
(Dilbilim) iconography
görüntü yönetici
(Bilgisayar) video controller
görüntü yükle
(Bilgisayar) image load
görüntü zayıflaması
image attenuation
görüntü çözmek
(Televizyon) deinterlace
görüntü çözümleyici
image dissector
görüntü ölçeği
image scale
görüntü öğesi
display point , picture element
görüntü ürün kütüphanesi; birleştirilmiş öncelik listesi
(Askeri) image product library; integrated priority list
görüntü-ses montajı
picture-sound editing
gölge görüntü
silhouette
görsel görüntü birimi
(Askeri) visual display unit
görsel görüntü birimi kontrolörü
(Askeri) visual display unit controller
göz kamaştıktan sonraki görüntü
ocular spectrum
göz kamaştıktan sonraki görüntü
spectrum
kamerayı döndürerek elde edilen görüntü
pan
görüntüler
{i} imagery
yansıyan görüntü
reflexion
ayna görüntü
(Bilgisayar) mirror-image
kalıcı görüntü
(Teknik,Televizyon) persistence
koyu görüntü
(Bilgisayar) dark image
merkez görüntü
(Bilgisayar) center view
pozitif görüntü
positive
sanal görüntü
(Fizik,Teknik) virtual image
ses ve görüntü
(Bilgisayar) audio video
ses ve görüntü
(Bilgisayar) sound and video
seçik görüntü
(Bilgisayar) sharp
termal görüntü
(Askeri) thermal imagery
ters görüntü
(Bilgisayar) mirror image
video görüntü birimi
(Bilgisayar) video display
özet görüntü
(Bilgisayar) display summary
Görüntü yönetmeni
(Film) cinematographer
fotoğrafta net olmayan görüntü
images in the photo is not clear
görüntüler
images

These images are beautiful. - Bu görüntüler güzeldirler.

I am downloading the images. - Ben görüntüleri indiriyorum.

görüntüler
ımages
3-b görüntü
(Bilgisayar) 3-d view
Digital Görüntü Kullanım Üretim Sistemi
(Askeri) Digital Imagery Exploitation Production System
Dijital Video Görüntü Gönderme Sistemi
(Askeri) Digital Video Imagery Transmission System
Müşterek Taktik Hava Savunma Sistemi (Kara Kuvvetleri); Müşterek Taktik Görüntü
(Askeri) Joint Tactical Air Defense System (Army); Joint Tactical Display System
analog görüntü
(Jeoloji) analog image
anamorfoz görüntü
anamorphic image
ardıl görüntü
afterimage
ardışık görüntü
afterimage
arka görüntü
(Havacılık) down-vision
arkadan görüntü
background image
ateş destek takımı; donanma görüntü destek terminali
(Askeri) fire support team; fleet imagery support terminal
audio-görüntü
audio image
açık görüntü
(Bilgisayar) light image
aşamalı görüntü
multi strobe
berrak görüntü
twenty-twenty
birbirine karışan görüntü
dissolve
birincil görüntü
(Bilgisayar) primary display
birleşik enformasyon (danışma) bürosu; kontrol edilmiş görüntü temeli
(Askeri) combined information bureau; controlled image base
birleştirilmiş başlık ve görüntü görüş sistemi (Kara Kuvvetleri)
(Askeri) integrated helmet and display sight system (Army)
bulanık görüntü
blurred picture
bulanık görüntü
unsharp picture
derinlemesine görüntü
(Sinema) deep-focus photography
dijital görüntü
(Jeoloji) digital image
dikey görüntü
(Sinema) vertical image
düz görüntü
erect image
düğümsel olmayan görüntü gönderme
(Askeri) display non-nodal routing
edimsiz görüntü
virtual image
elektriksel görüntü
(Elektrik, Elektronik) electrical image
elektro-optik görüntü
(Askeri) electro-optic(al) imagery
elektronik görüntü
electron image
etiketli görüntü dosya formatı
(Askeri) tagged image file format
etkin görüntü
(Bilgisayar) active view
flu görüntü
blurred picture
flu görüntü
unsharp picture
gerilek görüntü
(Pisikoloji, Ruhbilim) recurrent image
gerçek görüntü
(Fotoğrafçılık) actual image
gerçek görüntü
real image
gizli görüntü
latent image
görüntü kirliliği
(Çevre) visual pollution
görüntü yönetmeni
director of cinematography
harekat alanı görüntü terminali
(Askeri) theater display terminal
hatalı görüntü
(Havacılık) false plot
hayal meyal görüntü
silhouette
hayali görüntü
phantasmata
hayali görüntü
phantasm
hayali görüntü
phantom
hiperspektral görüntü
(Askeri) hyperspectral imagery
ileri görüntü ihtiyaçları kullanım sistemi
(Askeri) advanced imagery requirements exploitation system
infrared görüntü
infrared imaging
işlemci, dizüstü bilgisayar görüntü iletim teçhizatı
(Askeri) processor, laptop imagery transmission equipment
jenerik görüntü
(Pisikoloji, Ruhbilim) generic image
kalıcı görüntü
afterglow
karlı görüntü
picture noise
milli görüntü iletim formatı
(Askeri) national imagery transmission format
mor ötesi görüntü
(Askeri) ultraviolet imagery
müşterek görüntü üretim kompleksi
(Askeri) joint imagery production complex
müşterek hizmetler görüntü sayısallaştırma sistemi
(Askeri) joint Services imagery digitizing system
negatif görüntü
(Fotoğrafçılık) negative picture
negatif görüntü
negative image
net görüntü
twenty-twenty
nixie görüntü tüpü
nixie tube
olağan görüntü
(Bilgisayar) ordinary image
Turkish - Turkish
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi; herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi
Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla görüntülüğe art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
Manzara
Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
Herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
sahne
hayal
Görüntü yönetmeni
(deyim) Görüntü yönetmeni, genellikle görsel öğelerin önemli olduğu fotoğraf ve video çekimlerinde senaryoya uygun dekor ve figürasyonun polarizasyonlarıyla ilgilenen ve en iyi sonucu elde etmeye çalışan kişidir
ardıl görüntü
bakınız: ardışık görüntü
ardışık görüntü
Bir duyunun kaybolmasından sonra da devam eden görüntü
pozitif görüntü
Renkli ve siyah beyaz filmlerde doğadaki renklerin asıllarına uygun olarak belirlendiği görüntü, saydam