From now on, I'll only submit sensible sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya şu andan itibaren yalnızca mantıklı cümleler göndereceğim.
Your order has been submitted.
- Siparişiniz gönderildi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
The record was sent to the ministry.
- Dosya bakanlığa gönderildi.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
Which book did you pick out to send to Anne?
- Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?
I had to send Tom home.
- Tom'u eve göndermek zorundaydım.
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
Don't forget to send the letter.
- Mektubu göndermeyi unutma.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
He was sent to jail for murder.
- O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
He sent out the parcel the day before yesterday.
- O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.