There came a man who was sent from God; his name was John.
- Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
I'll make sure all of your things get sent to you.
- Size gönderilen şeylerin hepsinden emin olacağım.
I'll make sure all of your things get sent to you.
- Size gönderilen şeylerin hepsinden emin olacağım.
It is a lot of fun to read his letter sent to me every month.
- Bana her ay gönderilen onun mektubunu okumak çok eğlenceli.
The teacher submitted a request for more funds.
- Öğretmen daha fazla para için talep gönderdi.
Thank you for submitting your work to this journal.
- Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.
- Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin.
The boss sent Tom to Boston on business.
- Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
We need to remember to send Tom a birthday card.
- Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.
Which book did you pick out to send to Anne?
- Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
- Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
He sent out the parcel the day before yesterday.
- O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.