They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.
- Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
Tom is willing to try anything.
- Tom bir şey denemek için gönüllü.
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
Tom did it voluntarily.
- Tom onu gönüllü olarak yaptı.