Definition of gönüllü in Turkish English dictionary
- volunteer
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- voluntary
The company appealed for people to take voluntary resignation.
- Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- willing
Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.
- Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
Tom is willing to try anything.
- Tom bir şey denemek için gönüllü.
- voluntarily
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
- free will
- freewill
- of one's own accord
- willful
- ready
- lover
- willing, ready; voluntary; volunteer; lover; of one's own accord, voluntarily
- disposed
- prepared
- to volunteer
- gönüllü olmak
- come forward
- gönüllü asker
- (Askeri) enlisted
- gönüllü asker alma
- (Askeri) recruitment
- gönüllü askere almak
- (Askeri) enlist
- gönüllü eğitim
- (Askeri) voluntary training
- gönüllü girmek
- volunteer
- gönüllü iş
- (Bilgisayar) volunteer work
- gönüllü katılım
- (Sigorta,Ticaret) voluntary participation
- gönüllü yapılan iş
- a labor of love
- gönüllü çalışma
- voluntary work
- gönüllü çalışma
- volunteer work
- Gönüllü Deniz Nakliye Anlaşması
- (Askeri) Voluntary Intermodal Sealift Agreement
- Gönüllü asker birliği
- Territorials
- Gönüllü asker örgütü
- territorial army
- gönüllü alan
- (Ticaret) voluntary area
- gönüllü asker
- volunteer
- gönüllü asker
- terrier
- gönüllü asker
- territorial
- gönüllü asker sözleşmesi
- (Askeri) contractor of enlistment
- gönüllü askerlik ikramiyesi
- (Askeri) enlisted allowance
- gönüllü bir şekilde
- loverly
- gönüllü dernek
- (Kanun) voluntary association
- gönüllü eğitim birliği
- (Askeri) voluntary training unit
- gönüllü gönülsüz
- halfheartedly
- gönüllü gözlemci
- (Meteoroloji) cooperative observer
- gönüllü hizmet
- voluntary service
- gönüllü işsizlik
- (Ticaret) voluntary unempolyment
- gönüllü işçi
- volunteer worker
- gönüllü kesintiler
- (Ticaret) voluntary check off
- gönüllü kuruluş
- voluntary agency
- gönüllü kuruluşlar
- (Hukuk) voluntary organizations
- gönüllü kurumlar
- voluntary association
- gönüllü kurumlar
- non-profit organisation
- gönüllü muhafızlar
- (Askeri) voluntary civic guards
- gönüllü olarak
- of one's own volition
- gönüllü olarak
- (Hukuk) voluntary
- gönüllü olarak askere giden
- enlister
- gönüllü olarak maruz kalan
- self-imposed
- gönüllü olmak
- volunteer
- gönüllü olmak
- to volunteer
- gönüllü olmayan işsizlik
- (Ticaret) involuntary unemployment
- gönüllü satış
- (Ticaret) voluntary sale
- gönüllü süvari alayı
- yeomanry
- gönüllü süvari olan çiftçi
- yeoman
- gönüllü tahliye
- voluntary evacuation
- gönüllü tanker anlaşması
- (Askeri) voluntary tanker agreement
- gönüllü uygulama
- (Ticaret) voluntary application
- gönüllü yanlılığı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) volunteer bias
- gönüllü yardımseverlik
- voluntarism
- gönüllü yazılma
- enlistment
- gönüllü yazılmak
- volunteer
- gönüllü yazılmak
- enlist
- gönüllü yemin
- (Kanun) voluntary oath
- gönüllü çalışan kimse
- improver
- gönüllü çalışan rahibe
- lay sister
- gönüllü çalışan rahip
- lay brother
- gönüllü örgüt
- (Politika, Siyaset) volunteer organization
- -e gönüllü olarak katılmak
- volunteer for
- alçak gönüllü
- humble
Please accept my humble apologies.
- Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
- geniş gönüllü
- liberal
- gönüllüler
- volunteers
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
- yapmaya gönüllü olmak
- volunteer
- yüce gönüllü
- ethel
- yüce gönüllü
- noble
- yüce gönüllü
- benevolent
- alçak gönüllü
- Modest
- ayran gönüllü
- Volunteer buttermilk
- geniş gönüllü
- tolerant
- Amerikan Gönüllü Uluslar Arası Faaliyetler Konseyi
- (Askeri) American Council for Voluntary International Action
- Uluslar Arası Gönüllü Dernekleri Konseyi
- (Askeri) International Council of Voluntary Agencies
- alçak gönüllü olmak
- be unpretentious
- ayran gönüllü
- (someone) who tends to fall in love quickly
- gelgeç gönüllü
- capricious
- her an savaşa hazır gönüllü asker
- minuteman
- orduya gönüllü yazılmak
- (ıng.) take the king's shilling
- yarı gönüllü
- semivoluntary
- yüce gönüllü
- generous
- yüce gönüllü
- big-hearted
- yüce gönüllü
- high-minded
- yüce gönüllü
- magnanimous, high-minded
- yüce gönüllü olmayan
- ungenerous
- çok gönüllü olmak
- (deyim) fall over backwards