Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
This organization relies entirely on voluntary donations.
- Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.
The company appealed for people to take voluntary resignation.
- Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
Tom is willing to try anything.
- Tom bir şey denemek için gönüllü.
She is willing to do anything for me.
- Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
Are you here voluntarily?
- Gönüllü olarak mı buradasın?
Please accept my humble apologies.
- Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
The institution advertised on TV for volunteers.
- Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.
Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi.- Ö. Seyfettin.