Turkish - English
Definition of gömlek in Turkish English dictionary
- shirt
She bought a shirt for him to wear to the party.
-Partide onun giymesi için bir gömlek satın aldı.
That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school.
-O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.
- cover
- jacket
- shirt; (doktor) white coat; cover, case; generation; (kitap) dust jacket; (yılan) slough, skin; sleeve
- (bitki) tunica
- (İnşaat) coating
- (İnşaat) facing
- (yılan) slough
- case
- (Spor) sport shirt
- coat, covering; coat of paint
- tunica
- white coat
- overall
- (Otomotiv) lining
- (snake) slough
- (Anatomi) tunic, tunica
- liner
- mech. sleeve
- (woman's) slip
- skin
- degree, level
- sark
- (İnşaat,Otomotiv) casing
- file folder
- housing
- shimmy
- smock; doctor's white coat
- blouse
- tee shirt
- tunic
- t shirt
- drum
- mantle
- shirtwaist
- gömlek değiştirmek
- reline
- gömlek değiştirmek
- rebore
- gömlek geçirmek
- jacket
- gömlek yakası
- (Tekstil) stand-up collar
- gömlek yakası
- (Tekstil) shirt collar
- gömlek (mech.)
- (Askeri) case
- gömlek değiştirmek
- to reline, to rebore
- gömlek değiştirmek
- 1. (for a snake) to cast off its skin, slough its skin. 2. to change one's opinion; to be changeable
- gömlek düğmesi
- (Tekstil) shirt button
- gömlek eskitmek
- to live a long life
- gömlek eskitmek
- live a long life
- gömlek faturası
- liner height
- gömlek faturası
- cylinder liner protrudes
- gömlek geçirmek
- to jacket
- gömlek giymiş
- shirted
- gömlek göğüslüğü
- shirt front
- gömlek halkası
- liner ring
- gömlek kaplama
- (İnşaat) wainscoting (in wood)
- gömlek kaplama
- (İnşaat) panelling
- gömlek kolu
- shirt sleeve
- gömlek kolu
- shirtsleeve
- gömlek pimi
- liner shim
- gömlek çekiştirmesi
- puller for cylinder liner
- ateşten gömlek
- ordeal
- ateşten gömlek
- (deyim) bed of nails
- ince gömlek
- zephyr
- ateşten gömlek
- (deyim) A fiery trial
- ajurlu trikodan gömlek
- cellular shirt
- ak gömlek
- (Biyoloji) albuginea
- amyant gömlek
- mantle
- battal boy gömlek
- extra-large shirt
- beton gömlek
- (İnşaat) concrete jacket
- bir gömlek daha iyi
- (deyim) cut above
- bir gömlek üstün
- a cut above
- bir gömlek üstün olmak
- be a cut above
- bir gömlek üstün olmak
- have an edge on
- bir gömlek üstün olmak
- to be a cut above
- bir gömlek üstün olmak
- to have an edge on sb/sth, to be a cut above
- bol gömlek
- slop
- büzgülü bol gömlek
- smock
- ceket yakası üzerine dönen gömlek yakası
- eton collar
- değiştirilebilir gömlek
- (Otomotiv) removable liner
- don gömlek
- in one's underpants
- kabarık gömlek
- puffy shirt
- kolsuz gömlek
- (Tekstil) sleeveless shirt
- kuru gömlek
- (Otomotiv) dry sleeve
- kıl gömlek
- hairshirt
- kırmızı gömlek
- something that can't be kept secret
- resmi günlerde giyilen gömlek
- boiled shirt
- silindir gömlek lastiği
- ring seal
- spor gömlek
- sport shirt
- sulu gömlek
- wet cylinder liner
- yaş gömlek
- wet liner
- yaş gömlek
- (Otomotiv) wet sleeve
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of gömlek in Turkish Turkish dictionary
- Bir koyundan bir kırkımda elde edilen yapağının tamamı
- Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf
- Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
- Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon
- Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı: "Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı."- A. H. Tanpınar
- Göbek, batın
- Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf: "İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır."- Y. Z. Ortaç
- Basamak, kat, derece: "İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir."- S. Birsel
- Dosya kartonu
- Basamak, kat, derece
- Vücudun üst kısmına giyilen kısa veya uzun kollu, yakalı giysi: "Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı."- S. F. Abasıyanık
- Vücudun üst kısmına giyilen ince kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
- Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı
- Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf
- Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar
- (Osmanlı Dönemi) MİCVEL
- işlik
- sıkma
- şömiz
- (Osmanlı Dönemi) KAMİS
- kamis
- kunan
- komis
- içlik
- miltan
- ateşten gömlek
- Acı, üzüntü veren, dayanılmaz, sıkıntılı durum
- don gömlek
- Üzerinde sadece iç çamaşırı var denilecek kadar soyunmuş durumda
- kırmızı gömlek
- Saklanmaya ne kadar çalışılırsa çalışılsın gizlenemeyen şey
- yakasız gömlek
- Kefen
- yakasız gömlek
- Yakası olmayan gömlek
Related Terms
gömlek
Hyphenation
göm·lekPronunciation
Resimler
History
Favorites