gölgele

listen to the pronunciation of gölgele
Turkish - English
{f} shadow

The edges of shadows can be sharp or soft. - Gölgelerin kenarları keskin ya da yumuşak olabilir.

Tom disappeared into the shadows. - Tom gölgelerin içinde kayboldu.

{f} shadowing
overshadow

If we let our reasoning power be overshadowed by our emotions, we would be barking up the wrong tree all the time. - Muhakeme gücümüzün hislerimiz tarafından gölgelenmesine izin verirsek her zaman yanlış ağaca havluyor oluruz.

gölgelemek
shade
gölgelemek
cast a suspicion on
gölgelemek
cloud
gölgelemek
shade in
gölgelemek
(İnşaat) obscure
gölgelemek
overshade
gölgelemek
embower
gölgelemek
overshadow
form alanı gölgele
(Bilgisayar) form field shading
gölgelemek
art to shade in
gölgelemek
canopy
gölgelemek
to leave in the shade; to overshadow; to shade in
gölgelemek
shadow
gölgelemek
put into the shades
gölgelemek
to cast (something) into shadow
gölgelemek
cast a cloud on smth
Turkish - Turkish

Definition of gölgele in Turkish Turkish dictionary

gölgelemek
Resimde gölge oluşturmak
gölgelemek
Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, tutmak, markaja almak
gölgelemek
Gölgeli duruma getirmek
gölgelemek
Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek
gölgele
Favorites