Üniversitedeyken öfkeyle rekabet ederdik.
- We used to compete furiously in college.
Düşman öfkeyle saldırdı.
- The enemy attacked furiously.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The furious mob attacked the building.
Tom Mary'yi bu kadar öfkeli görmemişti.
- Tom had never seen Mary so furious.
Tom Mary'ye kızgın olmalı.
- Tom must be furious with Mary.
Cumhuriyetçiler çok kızgındı.
- Republicans were furious.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
O kuduruk bir savaştı.
- It was a furious battle.
Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.
- Tom was furious with Mary.
He tried furiously to get it to work before the deadline.
He glared furiously at the offender.