O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.