fundamental; of or pertaining to a base, containing a base (chemistry)

listen to the pronunciation of fundamental; of or pertaining to a base, containing a base (chemistry)
English - Turkish

Definition of fundamental; of or pertaining to a base, containing a base (chemistry) in English Turkish dictionary

basic
esas

Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır. - Mathematics is basic to all sciences.

Fizik esas doğa bilimidir. - Physics is the basic physical science.

basic
{s} temel

Bir köpek bakmanın temel kuralları nelerdir? - What are the basic rules for keeping a dog?

Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir. - This course teaches basic skills in First Aid.

basic
ana

Dan temel anatomi derslerine bile girmedi. - Dan didn't even take basic anatomy classes.

basic
basıc
basic
{s} basit

Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir. - Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.

Bu otelin odaları oldukça basit. - The rooms in this hotel are pretty basic.

basic
basic
basic
acemi basic English ingilizce oğretiminde kullamlan kelime bilgisi sınırlı basit ingilizce basic slag çelik imalatında elde edilen fosfatlı bir cins gübre
basic
(İnşaat) esas, temel, prensip
basic
(sıfat) basit, esas, temel, ana, bazal, silisli
basic
bazik
basic
{s} kim. bazal
basic
esasmda
basic
{s} bazal
basic
(Askeri) ACEMİ ER: Ayrıca bakınız: "recruit" ve "filler personel"
basic
esas teşkil eden
English - English
{s} basic
fundamental; of or pertaining to a base, containing a base (chemistry)
Favorites