Havlu hiç kullanışlı değildi.
- The towel wasn't at all useful.
Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.
- Not all of those books are useful.
İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
- Cows are more useful than any other animal in this country.
Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak bilgi türünü içeren kitapları okumalısın.
- You should read the kind of books that contain the kind of information that will be useful to you later in life.
O, yararlı bir bilgi parçası değil.
- That's not a useful piece of information.
Demir yararlı bir metaldir.
- Iron is a useful metal.
Tom işe yarar bir öneri yaptı.
- Tom made a useful suggestion.
Sonunda işe yarar bir öneri!
- Finally one useful suggestion!