fußgelenk

listen to the pronunciation of fußgelenk
English - Turkish

Definition of fußgelenk in English Turkish dictionary

ankle
{i} ayak bileği

Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu. - A sprained ankle disabled him from walking for a month.

O, ayak bileğini burktu. - He sprained his ankle.

ankle
(Tıp) Ayak bileği, aşık çıkıntısı, tarsus
ankle
{i} ayak bileği kemiği
ankle
ankle bone aşık kemiği
ankle
ayak bilek

Tom'un ayak bileklerinde prangalar vardı. - There were shackles around Tom's ankles.

Benim ayak bileklerim sık sık şişer. - My ankles often become swollen.

ankle joint
(Tıp) ayak bileği eklemi
ankle
ayak bileği eklemi
ankle
{f} yürümek

Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu. - A sprained ankle disabled him from walking for a month.

ankle
(fiil) yürümek
German - English
ankle joint
joint of the foot
ankle