Definition of from time to time; now and then; once in a while; at infrequent intervals in English Turkish dictionary
- occasionally
- ara ara
- occasionally
- nadiren
- occasionally
- zaman zaman
Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.
-The mother occasionally reread her son's letter.
Tom zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.
-Tom occasionally visited Mary at her parents' house.
- occasionally
- bazen
Onlar bazen buraya gelir.
-They come here occasionally.
Kopya cümleler bazen Tatoeba'da oluşturulur. Tekilleştirme robot, Horus, genellikle onlarla ilgilenir.
-Duplicate sentences are occasionally created on Tatoeba. The deduplication bot, Horus, generally takes care of them.
- occasionally
- arada sırada
- occasionally
- ara sıra
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
-Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.
-We will visit you occasionally.
Related Terms
Definition of from time to time; now and then; once in a while; at infrequent intervals in English English dictionary
- occasionally
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.