Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.
- The mother occasionally reread her son's letter.
Tom zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.
- Tom occasionally visited Mary at her parents' house.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez.
- Occasionally, things don't go as planned.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.
- They visited me occasionally.
Robert ara sıra beni ziyaret eder.
- Robert occasionally visits me.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.