Muhabir savaş hakkında ilk elden öğrendi. - The reporter learned about war at first hand.
Muhabir savaş hakkında ilk elden öğrendi.
The reporter learned about war at first hand.
Bana inanabilirsin, çünkü bu haberi ilk elden duydum. - You can believe me, because I heard this news first hand.
Bana inanabilirsin, çünkü bu haberi ilk elden duydum.
You can believe me, because I heard this news first hand.