Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Bundan, Feminizmin hala gerekli olduğu sonucuna varabilirsin.
- From this you can conclude that feminism is still necessary.
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.