English - Turkish
Definition of frightening, causing fear; timid, frightened easily (also spelled scarey) in English Turkish dictionary
- scary
- {s} korkutucu
Korkutucu filmler çocukları korkutur.
-Scary movies will frighten the children.
O hâlâ biraz korkutucudur.
-It is still a little scary.
- scary
- {s} ürkütücü
Sami'nin fantezileri gerçekten ürkütücüydü.
-Sami's fantasies were really scary.
- scary
- {s} korkunç
Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!
-Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!
O gün gerçekten çok korkunçtu.
-That day really was very scary.
- scary
- {s} ürkek
- scary
- korku veren
- scary
- ürkünç
- scary
- {s} korkak
Siz insanlar korkaksınız.
-You people are scary.
- scary
- {s} korkak, ürkek, ödlek
- scary
- çekingen
- scary
- ödlek/korkunç
Related Terms
English - English
Definition of frightening, causing fear; timid, frightened easily (also spelled scarey) in English English dictionary
- {s} scary
frightening, causing fear; timid, frightened easily (also spelled scarey)
Hyphenation
frightening, caus·ing fear; timid, fright·ened eas·i·ly (also spelled scarey)Resimler
History
Favorites