fresh, brisk character, usually with high acidity

listen to the pronunciation of fresh, brisk character, usually with high acidity
English - Turkish

Definition of fresh, brisk character, usually with high acidity in English Turkish dictionary

crisp
{s} gevrek

Yaptığım tempura soğuduğunda, o derhal gevrekliğini kaybeder ve tadı iyi olmaz. - When the tempura I make cools down, it immediately loses its crispiness and doesn't taste very good.

crisp
(hava)soğuk
crisp
ayaz
crisp
körpe
crisp
çabuk
crisp
(hava) soğuk
crisp
cips

Emily bir paket cips satın aldı. - Emily bought a packet of crisps.

crisp
{s} kıtır kıtır
crisp
{s} canlı

Denizden kum tepelerinin üzerinde canlı bir rüzgar patladı. - A crisp wind blew up over the sand dunes from the sea.

crisp
{f} gevrekleştirmek
crisp
(sıfat) gevrek; çıtır çıtır, kırışık, kıtır kıtır, kıvırcık; taze, gıcır gıcır, canlı; zindeleştiren
crisp
{s} taptaze ve sulu (meyve/sebze)
crisp
{s} çabuk ve kendinden emin. i., İng. (bir parça) cips. f
crisp
gevrek,v.kıvır: adj.gevrek
crisp
crispy kıvırcık
crisp
{s} kuru ve soğuk (hava)
crisp
(fiil) gevrekleştirmek, dalgalandırmak, gevrekleşmek, kıvrılmak, kıvırmak
crisp
{f} gevrekleşmek
crisp
{f} dalgalandırmak
crisp
burned to a crisp yanıp kül olmuş
English - English
-crisp----------------------
crisp
fresh, brisk character, usually with high acidity
Favorites