free; provided at no charge

listen to the pronunciation of free; provided at no charge
English - Turkish
özgür; hiçbir ücret ödemeden temin
complimentary
{s} övgü olarak verilen
complimentary
beleş
complimentary
ücretsiz

Birinci sınıf uçak bileti ücretsiz alkol ile birlikte gelir. - First class plane flights come with complimentary alcohol.

İçecekler ücretsizdir. - The drinks are complimentary.

complimentary
övücü
complimentary
hayranlık belirtici
complimentary
övgü niteliğinde
complimentary
parasız
complimentary
iltifat eden; övgü dolu, övücü
complimentary
hediye olarak, ücretsiz, parasız
complimentary
{s} hediye olarak verilen
complimentary
{s} kompliman türünden
complimentary
bedava/övgü belirten
complimentary
(sıfat) kompliman türünden, övgü olarak verilen, hayranlık belirten, hediye olarak verilen, parasız, onursal, fahri
complimentary
{s} onursal
complimentary
{s} fahri
English - English
complimentary
free; provided at no charge
Favorites