Onun küçük bir çerçevesi vardır.
- He has a small frame.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
- These are two pictures with a nice frame.
Bütün iskelet demirden yapıldı.
- The whole framework was made of iron.
Evin iskeleti bir veya iki gün içinde bitirilmelidir.
- The frame of the house should be finished in a day or two.
Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
- I was dwarfed by his gigantic frame.
Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
- The building will be made of concrete on a steel framework.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
- These are two pictures with a nice frame.
Duvarda çerçeveli birkaç resim vardı.
- There were several framed pictures on the wall.
O kapı kasasının altında durdu.
- He stood under the door frame.
Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.
- The door frame is warped and the door won't close properly.
O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.
- He reviewed the footage frame by frame.
Ben program yaparken uygulama çatıları kullanmayı seviyorum, çünkü tekrarlamalı işlerde bana zaman kazandırırlar.
- I like to use frameworks when I program because they save me time on repetitive tasks.
Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.
- They painted the window frames yellow.
Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.
- Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.
Onun ağır bir bedeni var.
- He has a heavy frame.
Ben Dan'in filmlerinin her karesini gördüm.
- I have seen every frame of Dan's movies.
O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.
- He reviewed the footage frame by frame.
His starved flesh hung loosely on his once imposing frame.
Now that the frame is complete, we can start on the walls.
The painting was housed in a beautifully carved frame.
In this frame, it's easy to ask the question that the investigators missed.
The gun had obviously been placed in her car in an effort to frame her.
... your frame of reference is Starbucks not left cafe and you've got 26 Pia time is ...
... frame of mind frame of reference the person doing the buying ...