Turkish - English
Definition of foton in Turkish English dictionary
- photon
- foto
- photo
They showed me a lot of beautiful photos.
-Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
You look great in these photos.
-Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
- foton motoru
- (Askeri) photon engine
- foton akısı
- (Aydınlatma) photon flux
- foton gürültüsü
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) photon noise
- foton sayıcı
- (Aydınlatma) photon counter
- foton sayısı
- (Aydınlatma) photon number
- foton ışınlaması
- (Çevre) bremsstrahlung
- foto
- (Askeri) phytoplankton
- foto
- photo; photographer
- foto
- sensitometer
- foto
- positive
- foto
- sensitize
- foto
- enlarge
I want an enlargement of this photograph.
-Bu fotoğrafın büyütülmüşünü istiyorum.
- foto
- lightstruck
- foto
- retouch
- foto
- weak
- foto
- soup
- foto
- solarize
- foto
- panchromatic
- foto
- zoom
- foto
- print
Some photos were printed in black and white.
-Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.
- foto
- underdevelop
- foto
- time exposure
- foto
- overdevelop
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of foton in Turkish Turkish dictionary
- Elektromanyetik dalganın toplam enerjisini oluşturan enerji paketçiklerinden her biri, ışıközü
- ışık taneciği
- ışıközü
- foto
- Işık
- foto
- Fotoğraf sözünün kısaltılmışı