Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.
- They want to photograph every city.
Görevim belgeleri fotoğraflamak.
- My mission is to photograph the documents.
Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır.
- Photography is writing with light.
Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
- You look great in these photos.
Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.
Bir fotoğrafçı, benim evimin bir fotoğrafını çekti.
- A photographer took a photograph of my house.
Fotoğraf çekmemelisiniz.
- You aren't allowed to take photographs.
I have an interest in photography.
- Ich interessiere mich für Fotografie.
Flash photography is not permitted beyond this point.
- Hinter diesem Punkt ist das Fotografieren mit Blitz verboten.