fortdauernd

listen to the pronunciation of fortdauernd
English - Turkish

Definition of fortdauernd in English Turkish dictionary

continuous
devamlı

Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor. - The consumerist society contributes to a continuous increase in the amount of household waste.

continuous
{s} sürekli

Yaşamanın maliyeti sürekli yükseliyor. - The cost of living is going up continuously.

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir. - A function that is differentiable everywhere is continuous.

continuing
(Bilgisayar) içeren
continuous
{s} aralıksız

Yağmur üç gün boyunca aralıksız yağdı. - It rained continuously for three days.

continuous
(Bilgisayar) sürekli yazıcı
continuing
{f} devam et

Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi. - Poverty prevented him from continuing his studies.

Hikayeye devam etmeden önce Tom bir an durdu. - Tom paused for a moment before continuing with the story.

continuing
müdevver
continuing
(sıfat) devam eden
continuing
{s} devam eden
continuous
continuously mütemadiyen
continuous
(Tıp) Devamlı, fasılasız
continuous
{s} devam eden
continuous
aynı sayfa
continuous
(printer) sürekli (yazıcı)
continuous
{s} zincirleme
German - English