English - Turkish
Definition of form or character impressed; style; semblance in English Turkish dictionary
- type
- tür
Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.
-Marriage is a type of human rights violation.
O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
-That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- type
- {i} tip
Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
-Ken is not the type of person who loses his temper easily.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
-I can't stand those goody-goody types.
- type
- tür ( metin, sayı, tarih )
- type
- {i} sembol
- type
- daktiloda yazmak
- type
- (Bilgisayar) tuşlamak
- type
- daktilo etmek
- type
- (Matbaacılık, Basımcılık) basma harf
- type
- hurufat
- type
- {f} daktiloyla yaz
Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.
-I will ask Mary to type the letters tomorrow.
Bayan tanaka daktiloyla yazabilir, değil mi?
-Ms. Tanaka can type, can't she?
- type
- daktilo ile yazmak
- type
- daktilo kullanmak
- type
- (to) Tuşlamak / yazmak
- type
- önceden göstermek veya haber vermek
- type
- kategori
- type
- daktiloda yazı yazmak
- type
- (isim) tip, tür, örnek, model, matbaa harfi, simge, cins, sembol
- type
- {i} matbaa harfi
Related Terms
English - English
Definition of form or character impressed; style; semblance in English English dictionary
- type
form or character impressed; style; semblance
Hyphenation
form or char·ac·ter impressed; style; sem·blancePronunciation
Resimler
Favorites