O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.