Mağaza temelli olarak kapalı. O tasfiye oldu.
- The store is closed for good. It's been liquidated.
Japonya'dan temelli olarak ayrılmıyorsun, değil mi?
- You aren't leaving Japan for good, are you?
Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.
- Tom intends to live in Japan for good.
Dükkân sürekli olarak kapandı.
- The store closed down for good.
Japonya'dan temelli olarak ayrılmıyorsun, değil mi?
- You aren't leaving Japan for good, are you?
Jane temelli olarak Fransa'ya gitti.
- Jane has gone to France for good.
Ken Japonya'dan geri dönmemek üzere mi ayrıldı?
- Has Ken left Japan for good?
Geri dönmemek üzere buradan ayrılacak.
- He will leave here for good.
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
- He left Japan for good.